YAZILAR |
Biliyorum kızgınsın.Kırgınsın.Söylemek istemediğin sözler dilinin ucunda.Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini hepsini yüzüme vuracaksın.Zor duruyorsun.Ya da doğru kelimeleri arıyorsun hala...Yok ...Boşuna arama...Sevginin arkasında bıraktığın her hece kaybolmuş sayılır.Derin bir kuyuda onlar şimdi ...ulaşılmaz , karanlık , dipsiz...Bırak orda kalsınlar.Onlar çirkin.Dokunsan elini , dilini yakarlar.Canını acıtırlar.Benim de...Yüzünden , gözlerinden , dudaklarının titremesinden , bilmediğin bir melodiyi ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte...kızgınsın...Senin olmayanları bırak .Bana kendi kelimelerinle ulaş.Haydi söyle .Bağır , .ağır , yüzüme haykır ama kızgınlığını yüzünde saklama ne olur.Gözlerini kaçırma benden.Büyütme herşeyi hemen şimdi söyle..Affedeceksen şimdi affet beni..Zaman yok...
Doğru değil bu kadar uzak olman.Kendini uzaklara vurman.Zaman yetmezmiş gibi bir de araya mesafeler koyman.Yollar , duraklar dopru değil bilesin.Boşuna bu kaçışın.Alıp kendini başka yerlere götürmen yeterli değil.Ben burdayım tam burada...Hiç değişmedi yerim.Bildiğin yerdeyim , bildiğin gibi...Doğru değil bizi parçalaman.Kabul et bunu.İçin böyle istemiyor , farket , anla...Dokunacaksan şimdi dokun bana...Zaman yok...
Ben de bekleyebilirim kır çiçeklerinin ıslak çimenler arasında boy atmasını...Ben de bekleyebilirim ılık lodosların , bulanık denizin küçük sandalları sahilde bir o yana bir bu yana yatırmasını...evet ben de önce şiirler söyleyebilirim sana , sonra küçük çekingen notlar gönderebilirim...Doğru kelimelerin peşinde , ben de küçük adımlarla dolaşabilirim...Ben de bulduğum ilk aydınlık günde yanına gelip , ilk serin geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için...Ben de yüreğimi nadasa bırakıp bir süre , bir başıma labirentlerinde dolaşabilirim hayatın...Ama bunları yapmıyorum görüyorsun.Önce sevdiğimi bilmen gerekiyor diye düşünüyorum.Yaşam bunun ardından geliyor.Adımlarım böyle daha sağlam.Buna inanıyorum bunu yaşıyorum.Hadi sen de yap bunu..Seveceksen şimdi sev beni..Zaman yok...
Yaşayacak sadece bir saatiniz kalmış olsa ve sadece bir telefon etme hakkınız bulunsa kimi arardınız .? Ona neler söylerdiniz.? O zaman ne bekliyorsunuz...Ne biliyorsunuz son saatinizin bu olmadığını.? Ne biliyorsunuz hala son konuşmayı bile yapamadığınızı.? Belki de sonsuza dek yaşayacağımıza inanmak istediğimizden böyle davranırız.Nasılsa bir gün sevdiklerimize onları ne kadar çok sevdiğimizi söyleriz , der erteleriz hep...Çoğu zaman da söyleme fırsatı bulamadan gideriz.Ya da onlar giderler...Dünyanın her yerinde sorun aynı.’seni seviyorum’ demekten korkmak.Sevgilinize , annenize , kedinize ‘seni seviyorum’ deyin.Hissettirmekle yetinmeyin.Söyleyin yüzüne ya da telefonda...’Sadece seni ne kadar sevdiğimi söylemek için aradım’ Bir insana bu dünyada bundan daha anlamlı söyleyecek bir şey olmadığını bilmek sizi şaşırtabilir belki.ama denemesi bedava...Biri sizi böyle arasa ne hissedersiniz.?Telefonda bile söylemeye çekiniyor musunuz.? Bir not yazın , mektup yollayın , cep telefonunuz varsa mesaj gönderin ya da e-mail atın.İnsanlara onları ne kadar sevdiğinizi söylemek yaşamınızın olağan parçalarından biri olsun.Bunu yaptığınızda etrafınızda sizi sevenlerin sayısının hızla arttığını göreceksiniz.Yaşayacak sadece bir saatiniz kalmış olsa ve sadece bir telefon etme hakkınız bulunsa , kimi aradınız ? Ona ne söylerdiniz...?Ne bekliyorsunuz...???
Ayrılık diye bir şey yok...Bu bizim yalanımız.Sevmek var aslında , özlemek var , beklemek var...Şimdi nerdesin ? Ne yapıyorsun ? Güneş çoktan doğdu uyanmış olmalısın.Saçlarını tararken beni hatırladın değil mi ? Öyleyse ayrılmadık...Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz...
Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.Önce beklemekten.Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiliyor insan.İkisi de kötü ; ikiside hazin tarafı yaşantımızın...
Yaşarken beklemek ; beklerken yaşamak ve yaşayıp beklerken ölmek...Özleme bir diyeceğim yok. O ,kömür kırıntıları içinde parlayan bir cam parçası...O , nefes alışı sevgilerimizin , kavuşmalarımızın anlamı...O , tek güzel yönü bekleyişimizin.İnsanlığımız özleyişimiz ile alımlı , yaşantımız özlemlerle güzel.Özlemin buruk bir tadı var.Hele seni özlemenin...Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem...Beklemenin korkunç zehiri öldürmüyorsa beni ; seni özlediğim içindir bir tanem...Burası büyük şehir , günahkar şehir,o vurdum duymaz o deli dolu şehir.Ben bu şehirde sensiz yaşayamam...Bunu bil...